Avrupa sünnete karşı mı?

jewishbaby_gettyErkek çocukların sünneti, genital sakatlama olarak da bilinen kadın sünnetiyle aynı kefeye konulabilir mi?

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM)’nin (1) 1 Ekim 2013’te kabul ettiği ”Çocukların Fiziksel Bütünlük Hakkı” başlıklı kararda, genital sakatlama ve erkeklerin dinsel amaçlı sünneti ”özellikle kaygı verici uygulamalar” olarak yer alıyorlar.

Bu kararı haklı olarak iki uygulamanın benzerliği olarak algılayan Fransa ve diğer Avrupa ülkelerindeki Yahudi ve Müslümanların neden incinmiş olduklarını anlamak zor değil. Ne kararın ikinci bölümünde iki uygulama arasında daha net bir fark gözetilmesi (2), ne de AKPM raportörünün bu doğrultudaki açıklamaları tepkileri yatıştırmaya yeterli oldu.

Yahudilerde sünnet temel bir zorunluluk olup, her erkek çocuğa sekiz günlükken uygulanır. Müslümanların büyük çoğunluğunda da dinen gerekli görülen sünnet erkek çocuklarda sekiz günle ergenlik çağı arasında uygulanır. Sünnet, Kuzey Amerika’da da (daha çok hijyene bağlı nedenlerden) yaygın olarak başvurulan bir uygulamadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2007 yılında dünyada 15 yaşından büyük erkeklerin yaklaşık %30’u (yani yaklaşık 661 milyon erkek) sünnetliydi (3).

Continue reading

EmailFacebookTwitterGoogle+LinkedIn

AB ile müzakerelere dönüş!

TURKEY - EUROPEAN UNIONGeçen sene bu zamanlarda, Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu başkanı ve AKP milletvekili Burhan Kuzu, konuğu olduğu bir televizyon programı sırasında Avrupa Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporu’nu “çöpe atılacak rapor” diye nitelendirip bir nüshasını yere fırlatmıştı! Neyse ki, bu seneki yeni İlerleme Raporu daha olumlu bir şekilde karşılandı.

Bu değişikliğin arkasında 2012 sonundan beri yaşanan bazı gelişmeler var. Şubat 2013te Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, Fransa’nın AB – Türkiye görüşmelerinin yeniden başlatılmasından yana olduğunu açıkladı. Bu açıklama, Türk – Fransız ilişkilerinin Nicolas Sarkozy döneminde uğradığı “hasarın tamiri” yönünde Fransa’nın attığı ilk olumlu adımdı (1). Hemen ardından Angela Merkel, Almanya’nın da Fransa’yla aynı fikirde olduğunu açıkladı.

Aslında görüşmelerin Haziran ayında başlaması gerekiyordu. Ancak Gezi Parkı direnişlerine karşı hükümetin aşırı güç kullanması AB üyelerinde olumsuz bir etki yarattı. Sonunda, 28 üye ülkenin temsilcileri Türkiye ile görüşmelerin yeniden başlatılmasına 22 Ekim’de – AB kurallarının gerektirdiği gibi – oybirliğiyle karar verdiler. Böylece, üç senedir bir tür “dondurucu”ya alınmış olan görüşmeler, 5 Kasım’da “Bölgesel Politika va Yapısal Araçların Koordinasyonu” başlıklı 22nci faslın açılmasıyla tekrar başladı.

Continue reading

EmailFacebookTwitterGoogle+LinkedIn